İyon Denizinde, 21 Kasım 2012

Uzaklar II Bizerte’den ayrıldıktan iki gün sonra sabahın ilk ışıklarıyla, Sicilya’nın güneydoğu ucundaki küçük limana giriyor. Marina di Ragusa… 36 derece 46.8 dakika Kuzey, 014 derece 32.7 dakika Doğu koordinatlarındaki marinanın mendirekleri arasından geçerken, denizci dostlarımız Aylin ve Goran Clarmo’nun el sallayarak Uzaklar’ı ve mürettebatını selamladığını görüyoruz.

Onlarla en son Brezilya’nın Bahia de Salvador limanında görüşmüştük. Aradan üç yıl geçmiş… Yolladıkları mektuplardan tekneleriyle burada kışladıklarını öğrenmiştik, bu kadar yakınlarına gelmişken uğramadan geçmek olmaz. Burada bir gece kalıp yola devam edeceğiz.

Marina ABD, Avustralya, Yeni Zelanda, İngiltere ve Kuzey Avrupa’dan gelmiş uzun yol tekneleriyle dolu. Bir kısmı geçerken uğramış, bazıları da kışlamak için gelmiş. İskeleler arasındaki kısa bir gezinti ve teknecilerle sohbet buranın gerçek bir denizci marinası olduğunu hissettiriyor. Aylin ve İsveçli eşi güzel yer seçmişler…

Akşam Cantana III’ün sıcak kamarasında toplanıp son üç yılda başımızdan geçenleri anlatırken Sibel masanın üzerine serili bembeyaz masa örtüsüne, porselen yemek takımlarına, mumlara, beyaz minderlere bakıyor. Aylin masayı bizim şerefimize böyle donattığını açıklamak zorunda kalıyor ve sonra elindeki şişeyi uzatıyor: “Osman, bu çok güzel bir şarap, beğeneceksiniz…”

Şişeyi aldıktan hemen sonra elimden düşürüyorum. Kolalı örtüler, minderler, karşı duvar, her yer bir anda kırmızıya boyanıyor. Adeta kamaranın ortasında kanlı bir orkinos kesilmiş, kızıl kanlar etrafa saçılmış… Ben kırmızı şarabı hep bardakta görmüştüm, camın arkasından gördüğüm renk bordoya çalan bir renk olurdu. Açıkta, beyaz örtülerin, minderlerin üzerinde ise ilk defa görüyorum. Meğer bayrak kırmızısı gibi bir rengi varmış!

Yunanistan’a Doğru

Ragusa’daki bir günlük moladan sonra gene yola devam… Sicilya’dan hareketimizin ikinci günü aldığımız hava raporu, iki gündür bir türlü kesinleştiremediğimiz rotayı belirliyor; Pelopenes yarımadasının altından dolaşmak yerine Korent’ten geçeceğiz.

Raporda güneyde havanın daha kötü olduğu gözüküyor. Uzaklar II’nin iki gündür Mataban burnuyla Korent arasındaki bir orta noktaya bakan pruvasını kuzeye, Kefolanya adasına doğru çeviriyoruz. Ertesi gün gökyüzü bulutlarla kaplanıyor. Üzerimizden geçen elektrik yüklü bulutlardan inen yıldırımlar çok yakınlara düşmeye başlayınca elektronik aletleri kapatıyoruz.

Tekne oto pilotun kontrolünde kendi kendine yol alırken, bizi yağmurdan, kötü havalardan ve her türlü fenalıktan koruyan kamaraya sığınıyor, Türkiye’ye, yıllardır uzak olduğumuz yakınlarımıza ne kadar da yaklaştığımızı düşünüyoruz. Akşama doğru hava sıyırınca Kefalonya adasının yüksek tepeleri 50 milden pruvamızda şekilleniyor. Kısmetse yarın gece Korent kanalının ağzına varacağız. Ondan sonra Ege…

Scroll to Top