Bugün Horn geçişimizi anlatacaktım. Ancak sabah aldığımız bir haber üzerine bunu erteliyorum. Bu sabah Japonya’da büyük bir deprem olduğunu öğrendik. Depremde can kaybı olup olmadığını bilmiyoruz. Tek bildiğimiz deprem dalgalarının Güney Amerika’ya doğru ilerlediği.
Horn Burnu’nda bir deniz feneri, onun altında da Şili donanmasına ait küçük bir kontrol istasyonu bulunuyor. İstasyonda Miguel adlı bir donanma askeri, eşi ve yedi yaşındaki oğluyla kalıyor. Bir de kurt köpekleri var. Adada onlardan başka yaşayan yok. Görev süreleri bir yıl. Bir yıl sonra askeri bir gemi yeni görevliyle gelip, Miguel ve ailesini ana karaya götürecek.
Bu sabah telsizin 16. kanalında Miguel’in sesini duyduk. “Securite, Securite…” Arkasından uzun bir konuşma yaptı. Yolda öğrendiğimiz tek tük İspanyolca kelimelerden çıkardığımız kadarıyla, bu bir tsunami alarmıydı. Deprem dalgalarının yarın sabah 04.30 (TSİ 09.30) civarında bulunduğumuz bölgeye ulaşacağını bildiriyordu. Miguel başka şeyler de söyledi, ancak bu kadarını anlayabildik.
Şu anda Horn Burnu’nun 10 mil kuzeyinde, üzerinde kimsenin yaşamadığı Herschel Adasının Martial adlı koyunda demirliyiz. Dün başlayan kuzeybatı fırtınasının dinmesini bekliyoruz. Gece hava çok sertti. Tekne rüzgârın şiddetinden sıtmaya tutulmuş hasta gibi titriyordu. İkimiz de diken üstünde bir gece geçirdik.
Fırtına beraberinde kar yağışı da getirdi. Gece yarısı başlayan tipi sabaha kadar devam etti. Sabah kaportadan başımızı çıkardığımızda, adanın alçak tepelerinin beyaz bir örtüyle kaplandığını gördük. Meteoroloji raporlarına göre kötü hava yarın sabaha kadar devam edecek. Bu durumda biz de buradayız demektir.
Horn geçişinin ardından bu ıssız koyda bir iki gün kalıp kafa dinlemeyi düşünüyordum. Tsunami tehdiyle yüz yüze kalmak hiç hoş olmadı. Aksilik işte… Neyse ki bulunduğumuz koy batıya kapalı. Deprem dalgalarının içeri gireceğini sanmıyoruz. Ama daha önce böyle bir tecrübe yaşamadık. Deprem dalgaları nasıl hareket eder bilmiyoruz. İnşallah kötü bir sürprizle karşılaşmayız.