Bu akşam saat 18.00 Gmt itibariyle Salvador’a 150 mil yolumuz kaldı. Yarın akşam orada olmayı planlıyorduk, ama bu galiba artık mümkün değil. Dün hafiflemeye başlayan rüzgâr bugün gündoğusuna dönerek iki kuvvete kadar düştü. Kıç omuzluktan gelen bu havada normal armayla tekneyi yürütmek kolay olmuyor.
Önce cenovayı gönderle iskeleye bastık. Ana yelken onun karşısına alındı. Ayıbacağı düzeninde bir süre gittik. Ancak ölü denizlerle yalpaya düştükçe yelkenler çok fazla silkelenip, hem kendilerini hem armayı hırpalamaya başlayınca bu tertibi de bırakıp asimetrik balonu bastık.
Öğle saatlerinden beri asimetrik balonla, ya da Uzaklar’daki ismiyle “Kocadon”la gidiyoruz. Uk Yelkenlerinin Marmaris’teki ortağı Serdar Şahin bu balonu pek methetmiş, sakin havalarda çok işimize yarayacağını söylemişti. Haklıymış… Kocaman yeşil bir çadırı andıran Kocadon Uzaklar II’yi azimle hedefine doğru çekiyor.
Dün oltaya bize tam bir gün yetecek ebatta bir palamut takılmıştı. Ege’li balıkçıların “yazılı” dedikleri türden, beyaz eti çok lezzetli bir palamut… Dün onu yedik. Bugün balık yok. Kuzineden ocakta pişen ekmeğin kokusu geliyor. Yanındaki tencerede ise kurutulmuş biber ve patlıcanlardan yapılmış acılı bulgur pilavı demleniyor. Güneş batmadan yemeğimizi yiyip vardiyalara başlayacağız. Gökyüzü açık; gene bol yıldızlı bir gece olacağa benziyor. Sabırsızlıkla bekliyorum. Yemeği ve geceyi…