Doldrumlarda, 27 Ağustos 2012

Dün akşam güneşin batmasına bir saat kala kuzey ufku siyah bir bulut tabakasıyla kaplandı. Kara bulutlar üzerimize doğru yaklaşırken direk dibine koşuyor, ana yelkeni camadana vuruyoruz. Arkasından cenova da sarılıp iyice küçültülüyor. Bugün zaten tetikteyiz… Sabahtan beri havayı kolluyorduk. 10. kuzey paralelini geçtik. Ekrem İnözü’nün yolladığı koordinatlara göre artık doldrumların güney sınırına ulaşmış olmamız lâzım.

Son günlerde üzerimizden tek tük boralar geçmişti. Fakat karşımızdaki bulut kütlesi her zamankinden daha büyük… Batıdan doğuya, çok geniş bir alanı kaplıyor. Üzerimize ulaştığında tepemizi ters çevrilmiş devasa bir katran kazanı gibi sarıyor. Doldrumların meşhur boralarından biriyle karşı karşıya olduğumuzu anlıyoruz.

Kuzeybatıdan esen rüzgâr bir anda fırtına şiddetini alıyor. Tekne birden sancak bordası üzerine yatıyor. Küçültülmüş yelkenler dahi bu rüzgâra fazla geliyor.  Neyse ki dalgalar fazla yüksek değil. Şiddetli yağmur denizin kabarmasına izin vermiyor. Rotayı rüzgâr altına çeviriyoruz, tekne rahatlıyor. Bora bir saat sonra geldiği gibi gidiyor.

Gece boyunca küçültülmüş yelkenlerle seyrediyoruz. Üzerimizden sık sık boralar geçiyor. Bazen biri bitmeden diğeri bastırıyor. Ama hiç biri ilk gelen kadar kuvvetli çıkmıyor. Sabaha kadar dikkatli vardiya tutuyoruz. Sallanan ocağın üzerindeki koca bir tas mısırlı, mayonezli patates salatası vardiyacıya eşlik ediyor. Her kalkışımda önce kuzineye uğruyorum. Üzerine sirke gezdirilmiş salata ağzımın pasını alıyor.

Sabah gün doğuyor, ama biz güneşi gene göremiyoruz. Doğu ufkunun hastalıklı bir insan yüzü gibi sararmasından, yeni bir günün başladığını anlıyoruz. Gökyüzünü kaplayan kalın bulut tabakası gün boyu dağılmıyor. Yağmur bütün gün ara vermeden devam ediyor. Öğleden sonra rüzgâr hafifliyor, teknenin altından geçen dalgalar yelkenleri iki yana savuruyor. Hızımız bazen 1.5 mile kadar düşüyor. Ve yavaş yavaş bir günün daha sonuna yaklaşıyoruz.

Göremediğimiz güneş biraz sonra bulutların arkasından batacak, önce gökyüzü sonra sular kararacak. Uzaklar durup dinlenmeden kuzeye doğru çıkmaya devam ederken, biz de okyanustaki 39. gecemize başlayacağız.

Scroll to Top