Uzun zamandır siteye fotoğraf yollayamamıştık. Salvador’da internet bağlantısı bulunca aşağıdaki fotoğrafları Ersan Erkol aracılığıyla gönderdim. Fotoğraflar Cabo Verde Adalarındaki son demir yerimizden başlıyor, okyanus geçişi ve okyanustaki Fernando De Noronha Adası ile devam ediyor.
Son fotoğraflar Brezilya’nın Salvador limanından. Hepsinin altına kısa açıklamalar yazdım. Umarım beğenirsiniz.
Brava Adası’nda balıkçılar
Brava Adası’nın Faja d’Agua koyuna girerken. Burası Cabo Verde Adaları içinde gördüğümüz en güzel koy oldu.
Brava yeşil bir ada. İnekleri besili. Yolda yürürken karşıma çıkan bu inek bana uzun uzun baktı.
Uzaklar II’nin Brava Adası’ndan bir başka fotoğrafı.
Uzaklar II Brava Adası’nda demirli.
Uzaklar II Cabo Verde sularında.
Cabo Verdeli bu balıkçıdan balık aldık.
Yanımızda Escudos kalmamıştı, balıklara karşılık bir paket sigara verdik.
Ekmek ağacı ve meyvesi. Ekmekten ziyade patatesle patlıcan arası bir tadı var.
Cabo Verdeli çocuk ve küçük kardeşi.
Cabo Verdeliler genellikle çok dindarlar. Pazar ayini için şık elbiselerini giymiş bekleyen cemaat.
Cabo Verde Adalarından…
Cabo Verde Adaları’nda günbatımı.
Faja d’Agua’da botla karaya çıkıyoruz.
Faja d’Agua’nın ana caddesi bu sokak. Etrafa mutlak bir sessizlik ve huzur hakim. Sanki köydeki tüm eşyalar ve insanlar sessizce bir şeyi bekliyorlar.
Faja d’Aguda sahil boyu.
Bazen arkadaşlarımızın teknesine yemeğe gideriz. Bu yemekler tekneciler arasındaki sosyal hayatın önemli parçasıdır.
Komşu tekne Maris Stella’nın mürettebatı köyün ortak çamaşırhanesinde. Yalaktaki tırtıklı taşların arasına sabun parçaları sıkıştırılıyor. Çamaşırlar bu taşlara sürtülerek yıkanıyor
Uzun yol için hareket etmeden önce okyanus haritamızı tamir ettik. Sibel A 4 ebadındaki fotokopilerden oluşan haritayı biraraya getirdi. Ben de boyadım.
Uzaklar II uzun okyanus geçişi için yelken bastı.
Okyanusta oltaya gelen bonito. Ton balığı cinsinden bonitonun eti beyaz ve lezzetli.
Ekvatoru geçip Güney Yarıküreye girmeye sadece metreler kalmışken. pozisyonumuzu Gps’ten takip ettik.
Okyanusun ortasındaki Fernando De Noronha Adası’na yaklaşıyoruz.
F. De Noronha Adası ve civarındaki sular koruma altındaki milli park. Bu koyda daldık. Ben ilk defe bir deniz kaplumbağasını suyun altında gördüm. Kocaman gözleriyle bana bakıyordu.
F. Noronha’da tipik bir plaj.
F. Noronha’nın merkezi Remeidos kasabası.
F. D. Noronha’da limanın üstündeki bu şapel balıkçıların kilisesiymiş.
Fernando Adası’nda dünyanın en ilginç dalış noktaları bulunuyor. Dalgıçlar eskiden, forma denilen bu elbiselerle dalarlarmış.
Fernando de Noronha Adası’nda demirli dalış teknesi. Bence çok şekilsiz bir tekne.
Fernando De Noronha Adası’nda evlerin hepsi tek katlı. Sokaklarda, böcek, denilen üstü açık arabalar dolaşıyor.
Köpek balığının çene kemiği kesiti. Alttaki dişler yedek dişler. Kırılan dişin yerine alttaki yedeklerden birisi geliyor. Hayvanın ağzı adeta diş fabrikası.
Poseidon’un koltuğu!
Sibel deniz kızı oldu!
Sibel, Fernando De Noronha’daki bu evde yaşamak isteyebileceğini söyledi.
Kara göründü! Brezilya sancak tarafımızda. Büyük şehir silueti boyunca güneye doğru seyrettik.
Okyanus geçişinin son merhalesi. Güneş batarken bu kuzey kardinalini iskelede bırakıp Salvador körfezine girdik.
Demirlediğimiz yerden Salvador böyle gözüküyor. Önümüzdeki teknenin adı, Sonsuz Aşk.
Salvador’da bir başka meydan. Gene kiliselerle çevrili.
Salvador’da demirlediğimiz yer şehrin yukarı mahallesinden böyle görünüyor.
Salvador’da şeker kamışı satıcısı. Kamışları makinede ezip suyunu çıkarıyor. Bardağı 1 Real.
Tamircimize giderken hergün içinden geçtiğimiz Pelourinho meydanı. Etrafı asırlık kiliselerle çevrili. Salvador’da 365 tane kilise varmış. Her güne bir kilise!
Bazı yerli kadınların elbisesi çok kabarık. İkisi kaldırımda yan yana yürürken üçüncüye yer kalmıyor.
Yolda bozulan akü şarj, redresör, cihazımızı tamir ettirmeye çalışıyoruz. Her gün tamirciye gidiyoruz. Sao Paulo’dan beklenen parça hala gelmedi.